MANHATTAN’DA NE YENİR?
Eveeeet, “Manhattan’da Ne Yapılır?” yazısı çok uzadığı için “Ne Yenir?” kısmını ayırmaya karar vermiştim. Manhattan benim gibi bir Japon balığı için tam bir gastronomi cenneti, her çeşit mutfak en iyi şekilde temsil ediliyor ve porsiyonlar benim için çok ideal diyebilirim. Bu dünyada yemek konusunda en güvendiğim iki adamın önerileri doğrultusunda restoran seçmeye çalıştım. Birincisi Anthony Bourdain, kendisi gerçek bir ilah zaten Travel Channel’da No Reservations’ı sunuyor, bizde ki karşılığı Vedat Milor olabilir belki. İkincisi food network kanalında Diners, Drive-Ins and Dives programını sunan ruh hastası Guy Fieri. Guy Fieri biraz daha Mehmet Yaşin. Önündeki tabağı sömüren, halktan biri yani. Şimdi gittiğim yerleri hızlı hızlı anlatıyorum.
Guy Fieri’yi en iyi tanımlayan fotoğraf bu olabilir. Su yerine barbekü sosu içen bir manyak.
Oyster Bar Restaurant
Grand Central Oyster Bar, gerçekten gidilmesi gereken bir yer. Hem ambiyansı çok güzel hemde Grand Central Station’ı görmek için bir bahane. Mekan genel olarak yüzde 80 oranında doluymuş. İşinizi garantiye almak için rezervasyon yaptırmanız doğru olur. New York’un en ünlü istiridyecilerinden biri burası. Herşey inanılmaz taze ve lezzetli. Fiyatlar’da makul sayılır. Yani Türkiye’de bu ayarda deniz ürünü yemek için çok daha fazlasını ödemeniz lazım.
Ben genelde bu tarz yerlerde en klasik şeyleri yemeyi tercih ederim. Yani ünlü olmalarını sağlayan lezzetleri. O yüzden gittim direk çiğ istiridye söyledim. Çorbaları, kızarmış ürünleri falan da çok talep görüyor onu da eklemeliyim. İstiridyeler yanlarında değişik soslarla servis ediliyor. Ben genelde yemeğe tadını bastıracak şeyler eklemem, o yüzden limon sıkıp gömdüm. Soslarıda denedim tabiki, hepsi çok güzeldi; fazla yememek lazım ama afrodizyak etkisi malum, sorun yaratabilir. Adresini vermiyorum Grand Central Station’ın içinde işte.
Carnegie Deli
Burayı tamam tesadüf eseri keşfettim. Kaldığım otelin altında yer alan bir dükkan burası. Her gün önünde ciddi sıralar oluşuyordu. Bende merak ettim ne var bu kadar sıraya girecek diye. Girdim sıraya 1 saate yakın bekledim, sinirim bozuldu, gerçekten iyi bişeyler yemezsem olay çıkarırdım herhalde. Garson beni çağırdı içeri girer girmez bir Wall of Fame gördüm, dilim tutuldu. Barrack Obama’dan Woody Allen’a, Rihanna’dan Nicolas Cage’e kadar… Woody Allen’ın kendi ismini taşıyan sandviçi bile var hatta menüde.
Şoku atlatmaya çalışırken, garsonların taşıdıkları tabakları görünce bu kez anaflaktik şok geçirdim. Tabaklarda, içinde en az 600-700 gram et bulunan sandviçler yer alıyordu. Garsona bunun hepsinin yiyemem falan dedim, oda ısrar etti, yersin koçum yersin dedi. Hot Pastrami dolu tabağı getirdiiiiii, yanında ev yapımı salatalık turşusu ve hardal vardı. Fotoğrafta ürünün yarısını görüyosunuz. İlk yarısını yedikten sonra fotoğraf çektim. Böyle bir lezzet olamaz. Sizde etobursanız buraya kesinlikle gelmelisiniz. Şu adresi google maps’e yapıştırıyosunuz gidiyosunuz “854 7th Ave, New York, NY 10019”. Cheesecake’leri de çok çok meşhurmuş bu arada. Onun fotoğrafını koymuyorum ekranı yalamayın diye.
Papaya King, Manhattan’da Sosisin Adresi
Papa King, hemen Midtown’da yer alan şubesinin adresini yapıştıralım “3 St Marks Pl, New York, NY 10003”. Burası 1932 yılında işe Manhattan’da meyvesuyu satarak başlamış, sonra yeni şubeler açmaya başladıkça, ya biz sosislide satalım diyerek menüyü genişletmişler. Sahibi Constantine Poulos, kendisine teşekkür etmek istiyorum, hayalimdeki sosisliyi bana yedirdi. Burayı ünlü yapan şey taze tropikal meyveler ile hazırladıkları içecekler ve sosislinin içine koydukları sirkeli soğanlı domatesli değişik bir sos. Çok fazla çeşit var ben yine klasiklerden tercih ettim, yanına papaya suyu sıktırdım. Fotoğraf için kusura bakmayın heyecanlanıp ısırmışım.
Manhattan’da Ne Yenmez?
Her sokağın başında Halal Food satan yerler var. İnsanlar inanılmaz bir şekilde tüketiyor ama benim gözüm kesmedi. Yemem yani öyle şeyler.
Aslında yazmak istediğim iki yer daha vardı. Ama yazı yine fazla uzadı. Birisi Don Antonio isimli bir pizzacı, pişman olmazsınız. Milano’da yediğinizden hiç bir farkı yok diyebilirim. Adresi “
Neyse yavaştan toparlayalım, Manhattan’da gidilmesi gereken yüzlerce yer var tabiki. Ben kısıtlı sürede gidebildiğim, kayda değer yerleri yazdım. Bu arada benim fırsatım olmadı ama Brooklyn’de Peter Luger Steak House varmış, dünyanın en iyisi falan diyolar. Oraya gidin bence. Adresi “178 Broadway, Brooklyn, NY 11211”, telefonu “+1 718-387-7400“, rezervasyon şart.