İNTERNET NEDİR VE NE İŞE YARAR?
İnternet temel olarak bilgisayarların kendi aralarında haberleşmesine yarar. (Buna cebinizde taşıdığınız küçük bilgisayarlar olarak düşünebileceğiniz cep telefonlan da dahil.) Oyun oynamak, fotoğraf paylaşmak, arkadaşlarımızla konuşmak gibi internet üzerinden yaptığımız her şey için bu bilgisayarların birbirleri ile bağlı olması gerekir.
Günümüzde bilgisayarlar arasında bağlantı kurmak, insanların yüzlerce farklı işi hızlıca yapabilmesine olanak tanıyor. Yemek siparişi vermek, e-mail göndermek ve video izlemek gibi… Bu, birbirimizle konuşmak ya da birbirimizi dinlemek ve izlemek için kullandığımız geleneksel yollardan farklı bir sistem.
Televizyon, video kayıtlarını izlemek için iyi bir araçtı ama insanların birbiriyle konuşmasını ve başka ülkelerde yapılan çekimleri izlemesini sağlayamıyordu. Eski moda telefonlar iki insanın birbiriyle konuşması için iyi bir araçtı ama on kişinin aynı anda oyun oynaması ya da bilmediğimiz bir sözcüğün anlamına bakmak için kullanılamıyordu. İnternetin güzel tarafı, herhangi bir bilgisayarın bütün bunları yapmasını mümkün kılmak oldu.
internetin daha da güzel yanı, insanların her zaman yapacak yeni şeyler bulmasına zemin hazırlamasıdır. Ben interneti ilk defa kullanmaya başladığımda Minecraft ya da Club Penguin yoktu. Facebook yoktu. Youtube ya da Wikipedia da yoktu. O dönemde internette sadece yazılar ve düşük kaliteli görseller vardı. Şimdi ise internet üzerinden Netflix’i açıp film ve dizi seyrederken; yemek sepetinden double cheeseburger söyleyebiliyorum.
İnternet Tarihinin Dönüm Noktaları
İlk olarak 1950’li yıllarda ortaya çıkan internet (bilgisayarların birbirlerine bağlanması) konseptinin sivilleştirilerek bizlerin kullanımına sunulması 1990’lı yılları buluyor. İlk olarak 1972 yılında Telnet adı verilen bir ağ protokolü sayesinde, uzakta bulunan bilgisayar sistemlerine bağlanabilmek mümkün oldu. Bu dönemde internet sadece devletler ve üniversiteler tarafından kullanılıyordu.
1973’e giriş yapıldığında ise FTP yani “File Transfer Protocol” ortaya çıktı. FTP’nin yaygınlaşması ile birlikte bolca güvenlik açığı bulunan Telnet’in kullanım oranı azaldı. 1983 yılında ise günümüzde hala kullandığımız TCP/IP teknolojisi kullanılmaya başlandı. Transmission Control Protocol/Internet Protocol, ağ üzerinden paylaşım ve haberleşme işlemlerini belirli kurallar çerçevesinde sınırlayarak güvenli hale getirdi.
Son yirmi küsür yıl içinde ise bizlerin yakından tanıdığı gelişmeler yaşanmaya başladı. Tim Berners-Lee(Web’in babası) adlı Cern’de mühendis olarak çalışan bir adam, birbirine “link”lerle bağlı Web sayfaları hazırlama fikrini ortaya attı ve bunu gerçekleştirmek için interneti kullandı. 1989 yılında HTML’i geliştirerek dünya çapında “www” olarak tanımlanan bilgi paylaşım sistemini kurdu.
1993 yılında ise Mosaic, yani grafik arayüzüne sahip ilk web tarayıcısı gün yüzüne çıktı. Bunu takiben Microsoft Internet Explorer isimli web tarayıcısını tanıttı ve internet kullanımı katlanarak artmaya başladı. 1998 yılında ise Google, yani günümüzün en gelişmiş arama motoru insanlığın hizmetine sunuldu.
Önümüzdeki yirmi yıl içinde, internette daha da akıl almaz şeyler yapabileceğiz. Kim bilir, belki kod yazmak o kadar kolay olacak ki; siz de bilgisayarınızın yapmasını istediğiniz bir şeyi hayal edip, onun bu fikri hayata geçirmesini sağlayabileceksiniz. Bu sayede pek çok yaratıcı proje hayata geçebilecek ve ben bu yazıyı defalarca güncellemek zorunda kalacağım.