Datça; Akdeniz ve Ege’yi ayıran yarımada. Buraya 300 tane fotoğraf da koysam, 5000 kelimelik yazı da yazsam ne kadar güzel olduğunu anlatmamın mümkünatı yok. Datça Yarımadası’nın önemli koylarını gezebilmek için bile en az 3 hafta süreye ihtiyacınız var. Datça’da ne kadar fazla zaman geçirirseniz, ayrılmanız o kadar zorlaşır. Selimiye, Bördübet, Amazon, Kurucabük, Gabaklar ve Türkiye’nin en büyük antik kentlerinden olan Knidos bir yana, ismi bile olmayan yüzlerce muhteşem koya daha ev sahipliği yapan Datça, benim gözümde Türkiye’nin en güzel tatil beldesi. Tabi böyle düşünmemde doğduğumdan beri buraya gelmemin ve en yakın arkadaşlarımla burada tanışmış olmamın etkiside büyük. Şimdi Datçaya ilk defa gelen genç bir insanın, kendisini nelerin beklediğine yüzeysel olarak değinmek istiyorum. Marmaris-Datça yolu arasında dinlemeniz gereken ilk parçayıda ekliyorum buraya.
Datça’da Ne Yapılır?
Öncelikle, 20-30 yaş aralığında biriyseniz, Datçaya yalnız gelmenizi tavsiye etmiyorum. Çeşme, Bodrum veya Marmaris sizin için daha doğru adres olacaktır. Gece hayatı yok denilebilir ve gençlerin oluşturduğu gruplar; genel olarak kendi oturdukları yerleşim bölgelerinden tanıdıkları çocukluk arkadaşlarından oluşur. Fazla dışa dönük bir tutum sergilenmez, Datça’nın habitatından mıdır nedir, herkes biraz yabanileşir 🙂 Çok eskiden beri beraber takılan insanların oluşturduğu bir grubun içine girip kendini kabul ettirmek zor. Yani ben tek tabanca takılırım, bulurum orda yamanıcak birilerini diye düşünmeyin. Sıkılmamak için kendi arkadaş grubunuzla gelin. İlk defa Datçaya geldiyseniz, civardaki tarihi bölgelere ve koylara gitmenizi öneririm, sabit bir yere takılıp kalmayın. Arabanız varsa (arabanız yoksada kiralayın) Palamut Bükü tarafındaki koylara, Eski Datça’ya(Can Yücel) ve Knidosa mutlaka uğramalısınız. Tabi Marmaris-Datça yolu arasında yer alan koylarda es geçilmemeli. Gerçekten önerilecek yerleri seçerken zorlanıyorum 😀 Google Maps’i açıp gözünüzü kapatarak Datça Yarım Adası’nın herhangi bir yerine tıklasanız bile zaten hayatınızda daha önce görmediğiniz güzellikte bir koya gidersiniz endişe etmeyin 🙂
Bu arada Datça’da rüzgar hiç durmadığı için Surf severler için çok cazip bir bölge. Dünya’nın heryerinden Surf yapmak için gelen insanlar var. Alaçatı falan hikaye bunu rahatça söyleyebilirim.
Mesudiye Koyu, Knidos Yolunda, uğramadan geçmeyin.
Datça’da Gece Hayatı Nasıl?
Hazır gece hayatı konusuna değinmişken şuaraya bir <h2> yapıştıralım. Şunu bilinki, Datça’nın gece hayatı yok. Sadece Eclipse isimli bir bar var. Yukarıda bahsettiğim grupların, gecenin ilerleyen saatlerinde aşırı alkol tüketimine bağlı olarak ziyaret ettiği ve hunharca eğlendiği bir yer Eclipse. Biz, oturduğumuz yere çok yakın olduğu için haftanın 5 günü mutlaka uğruyoruz. Bazen gece denize girip mayo ve terlikle dans etmeye geldiğimizde olur. İstediğiniz gibi parende, ters takla, salto atabileceğiniz, üst kattan insanların üzerine atlayabileceğiniz oldukça rahat ve sıcak bir ortam. Galeriye mutlaka göz atın.
Birde çıplak dj çalıyorsa (kendisi galeride yer alıyor), Jennifer Lopez’den Duman’a; Blackeyed Peas’den Sophie Ellis-Bextor ve Müslüm Gürses’e kadar birbirinden muhteşem sanatçıların yer aldığı bir playlist ile kendinizden geçebilirsiniz. Biz çıplak dj’in çalmadığı gecelerde açıkçası o kadar fazla eğlenemiyoruz. Buradan Kurtuluş Abi’ye sesleniyorum; her yaz dj transferi yapmaya gerek yok. Eclipse’e 14 yaşımdan beri giderim, 30 sene sonrada gitmeye devam edeceğim. Bizim bir üst jenerasyon 40 yaşına geldi, hala kopamadı. Eclipse dışında The Roof diye bir yer daha açıldı 2016 yılında. Sahibi Özge Atalay, eski iş yerimden tanıyorum kendisini, çok sevimli bir mekan olmuş tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum. Ama Eclipse kadar hoyratça bir eğlence anlayışını kaldırmaz. Pre-drink için çok uygun, kokteyller süper.
Datça’da Nerede Kalınır?
Datça’da kocaman oteller falan yok, küçük pansiyonlar ve butik otelcikler mevcut. Ev kiralamak daha mantıklı. Ben otelden çıkmadan tatil yapmak istiyorum diyenlerdenseniz; Datça-Marmaris arasında D-Hotel Maris var. Ben 2015’te günübirlik gitmiştim. Gerçekten nefes kesici. Yukarıdan koyun manzarasını çekmiştim, şuraya ekleyelim…
Datça’da Ne Yenir?
Gezdik, eğlendik, yemek işi ne olacak? Fotosentez yapacak haliniz yok tabiki. Datça’da mind blowing bir restoran yok maalesef. Culinarium gayet güzel, Limanda kimse sorsanız gösterir. Balıkçılarda genel ortalama Bozcaada ayarında; plajda deniz kenarına sıralanmış olanlardan bahsediyorum Hüsnü’nün Yeri vs… Balık yemek isterseniz Kupes balığı sorun, Ege sahillerinde yaygındır, kızartması çok güzel olur. Marmaris yolunda Mavi Pide gayet başarılı, köz patlıcanlı çeşitleri denemelisiniz. Onun haricinde sayabileceğim;
- Cafe Inn (beyaz çikolatalı brownie)
- Balıkçıköy Fahri
- Rumeli Köfte, Garanti Bankasının orada bir ara sokakta
- Ev yemeği yemek isterseniz Zekeriya Sofrası. Yöresel yemekleri burada deneyebilirsiniz.
- Dönerci var adını hatırlamıyorum (zaten Datça’da 1 tane dönerci var)
- Dondurma için Çınar Dondurma
Başkada birşey yok, zaten avuç içi kadar yer. Aç kalmazsınız merak etmeyin. Tüketeceğiniz en doğru besin taze Datça Badem’i ve rakı olur onu belirtmem lazım.
Eski Datça
Evet, yazmaktan sıkıldım. Ne kadar anlatsam boş zaten. Datça herkesin tecrübe etmesi gereken bir yer. Bana asla unutamayacağım anılar ve asla kopamayacağım arkadaşlar verdi, vermeye de devam edecek. Teşekkürler.
Bu yazı yorumlara kapalı.